22 Ekim 2016 Cumartesi

Doğanın Ayırdığı Alanları Birleştiren Köprüler



"Dost elinden gel olmazsa varılmaz
 Rızasız bahçenın gülü derilmez
 Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez

 Gönülden gönüle gider yar oy, yar oy, yar oy, yar oy, yar oy,  yar oy
 Yol gizli gizli, Yol gizli gizli"


Büyük usta Neşet Ertaş, bize köprüyü çok güzel açıklamış.
Yine de sözlükteki tanımına bakmakta fayda var.
1. İki şey arasında bağ veya ilişki sağlayan şey.
2. Aralarında su, çukur yer, yol gibi herhangi bir engel bulunan iki yakayı birbirine bağlayarak yolu bir yandan ötekine eriştirmek için yapılan ahşap, kâgir, beton ya da demir yapı.

Doğanın ayırdığı alanları birleştiren çarenin adıdır köprü.
İsterdim ki bütün köprülere burda yer verebileyim. Ancak 4 taneciğinden bahsedebildim. Birazdan köprü uzmanıymışım gibi atıp tutacağım galiba.

1. Mostar Köprüsü / Bosna Hersek


Mostar Köprüsü'ne ilk sırayı vererek torpil geçtim kendisine. Çünkü yazııık savaşlarda perperişan olmuş kıyamam.
Bir zamanlar Bosna'da pek çok eser yaptıran Sultan Süleyman, Mimar Sinan'a bugüne kadar eşi benzeri görülmeyen bir köprü yapmasını emreder. ( Dikkat edin neredeyse tüm mimari yapıların yapılış hikayelerinde, sultan, eşi benzeri bulunmayan bir eser olmasını emrediyor.) Bunun üzerine Mimar Sinan'ın kalfası Hayrettin, köprüyü hilal şeklinde tasarlar, üzerini bembeyaz mermerlerle kaplatır ve Allah'ın 99 ismini temsilen 99 tane basamak yaptırır.
1992'deki savaştan sonra 1997'de yeniden inşa edilmiş.
Kentin erkeklerinin, evlenecek yaşa geldiklerini kanıtlamak için köprüden atlama gelenekleri varmış.
Samsun'da da gelenek olarak gelin ve damat, Çetinkaya Köprüsü'nden geçer. Sebebini anlamadığım bir "köprü ve evlilik" ilişkisi var.
"Köprüdennn geçtii geliiiin" diye türküler mırıldanarak Mostar Köprüsü'ne veda ediyorum.

2. Akashi Kaikyo Köprüsü / Kobe


Arkadaşlar yine Japonya, yine kalite. Akashi Kaikyo Köprüsü dünyanın en büyük asma köprüsüdür. Yapılış hikayesine gelecek olursak.. Akashi Boğazı'nın deprem kuşağı olması ve tayfun bölgesinde yer almasından ötürü köprü yapılmıyordu. Ancak 1955'te iki feribotun çarpışması sonucu birçok insan ölünce, köprünün yapılmasına karar verilir. Yapımı 10 yıl sürer. Sonuç olarak 1990 metre uzunluğunda olan köprü, 1995'te Kobe depremine rağmen dimdik ayakta kalarak cümle aleme kalitesini ispatlamış. Hatta depremden sonra 1 metre daha uzatılarak 1991 metre olmuş. Bu köprünün inşaatında asma köprü teknolojisi son sınırına ulaşmıştır. Bize de "adamlar yapmış abi" demek düşüyor sanırım.


3. Brooklyn Köprüsü / NewYork


Eveet şimdi de karşınıza dünyanın 8. harikası geliyor.

İlk çelik asma köprü olması ise diğer bir ünvanı. Ben bi' ünvan vermek isteseydim sanırım bu 'Lanetli Brooklyn' olurdu. Köprü, Brooklyn ve Manhattan arasındaki trafiğe çözüm üretmek isteyen, tel kablonun mucidi, A.Roebling'in hayaliymiş. Köprünün yerini tespit ederken bir kaza geçirmiş ve ölmüş. Sonra projeyi oğlu devralmış. Fakat oğlu da, köprünün kulelerinin yapılacağı su altı odalarında çalışırken vurgun yemiş ve yürüme yetisini kaybetmiş. Ancak yine de yılmamış ve eşi vasıtasıyla inşaatı kontrol etmiş. Ne azim...
Çok şükür eşinin başına da bir şey gelmeden köprü, 1883'te hizmete açılmış..

4. Riyalto Köprüsü / Venedik


Eveet. Mimarisi, gondolları, caddeleri ve romantik havasıyla ünlü şehri Venedik ve Büyük Kanal'ın üzerindeki 4 köprüden biri olan Riyalto. Tabi 4 köprüden en ünlüsü de.
12.yüzyılda ticaretin artmasıyla kanalın üzerine basit ahşap bir köprü yapılır. Fakat ahşap köprünün dayanıksız oluşu ve ciddi bakım gerektirmesi 1503'te köprünün taştan yapılmasını gündeme getirir. 1591'de açılan köprünün çamurlu ve gevşek zeminde yıkılmadan kalabilmesi için ayaklarının olduğu alan 12 bin adet ahşap ile sağlamlaştırılır. Bu sağlam temel ile de 400 yıldır ayakta. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder